21 Nisan 2018 Cumartesi

SÜLÜKLÜ GÖL (BOLU)- YUVACIK KARAASLAN KAMPİNG(İZMİT)

Geçen yılı güzel rotalar ile bitirdiğimiz yaz ayından sonra 2018'in ilk rotasını belirlemiş olduk. Aslında ilk kez planlanmış değilde doğaçlama bir gezi yaptım diyebilirim. Haydi başlayalım...
Her yıl mart ayında kuzuluk kaplıcalarına gitmek adet oldu bizde. Eşyalarımızı topladık ve koyulduk yola. Benim için gezmek aynı zamanda şehirler arası yollarda ziyafet çekmekti. Annemin de isteği üzerine İzmit'te bulunan Köfteci Yusuf'a uğradık.


Burası uzun yollarda lezzetli köfteleriyle insanların görmek istediği yerler arasında sanırım ilk sırada geliyor. (2018 fiyatları 1 KG Köfte 70 TL) Karnımızı bir güzel doyurduktan sonra yolumuza devam ediyoruz. Buradan yaklaşık 1 saat sonra Akyazı'da ki Kuzuluk kaplıcalarına geldik. Beni tanıyanlar İstanbul'un sıkıcı bunaltıcı hayatından ne kadar çok bıktığımı bilirler. O yüzden buralar bana cennet gibi geliyor...


Daha önceki paylaşımlarımda kuzuluk kaplıcaları ile ilgili detaylı yazmıştım o yüzden burayı kısa tutuyorum. Kaplıcalar ile ilgili yazımı okumak isteyenler buraya tıklayabilirler. Bu senenin sürprizi kaplıcaların yakınındaki Atik Çay Bahçesinde. Mevcut alan arka tarafa doğru güzelce dekor edilmiş ve hizmete açılmış. İçerisinde bir çok çocuk aktivitesinin bulunduğu alan oldukça beğenimi kazandı.


Buraya yakın neresi var, nereye gidelim derken abimden Sülüklü Göle gidelim fikri çıktı. Yanımıza ufak tefek atıştırmalık ve mangallık alarak koyulduk yola. Kaplıcalara yaklaşık 30-35 dk uzaklıktaki Sülüklü Göl Tabiat Parkı Bolu'da ki Tavşan suyu köyünde yer alıyor.


Bazı yerlerde dağdan akan suların içinde araba ile geçtiğimiz yerler oldu. İnternetten yorumlara bakarken yolların bozuk ve gitmenin zor olduğunu yazanları gördüm. Gözüm korkmadı değil hani. Yolda ilerledikçe hiçte yorumlarda yazıldığı gibi olmadığını gördüm. Bir dağın tepesinde bulunan Sülüklü Göl'e çok rahat bir şekilde tırmanıyorduk.


Tabiat parklarının girişi genelde ücretli olur biz sezonunda gitmediğimizden ücretsiz olarak içeri girdik. Fakat sanırım yazın giriş ücretli olacak.

sülüklü göl tabiat parkı girişi bolu ile ilgili görsel sonucu

Hafif kapalı olan hava bize sürpriz yaparak sağanak yağmura dönüştü. Birden bire bardaktan boşalırcasına şiddetli bir yağmura maruz kaldık. Doğanın ne zaman ne yapacağı hiç belli olmaz. Bulunduğunuz anı yaşamak ve duruma pozitif bakmak sizi mutlu edecektir.


Yağmurun ardından ister istemez etraf çamur oldu. Etrafı dolaşırken burnumuza gelen toprak ve çimen kokusu yüzümüzde tebessüm bıraktı. Düşünsenize dünya aslında toprak ve sudan ibaret. Ne ara bu ortamı özler hale geldik değil mi?


Kızım Defne üstüne patır patır yağan yağmurda o kadar mutlu oldu ki ortaya benim için efsane olabilecek bu fotoğraf çıktı.


Bir süre etrafı keşfettikten sonra buranın az yukarısında bir gölün daha olduğunu öğrendim ve oraya doğru yola koyulduk. Araba ile değilde doğa içinde kaybolurcasına yürümeye başladık. Yağan yağmurun etkisiyle üstümüz başımız çamur oldu tabi ama olsun kirlenmek güzeldir ( :) Omo reklamı ile alakam yoktur :) Gökyüzüne dümdüz uzanan şu ağaçlara baksanıza kirlenmeye değmez mi?


10-15 dk yürüşün ardından diğer göle de ulaştık. Fotoğrafta aynı hissi verir mi bilmiyorum ama arka taraftaki dağa kar yağmış ve silüeti göle yansımış gibi olmuş. Bu bana Kanada'da çekilip internette tesadüfen rastladığım fotoğrafları anımsattı. Yoksa burası Kanada mı :) ?


Kızımın mutluluğu yüzüne yansımış. Bir süre sonra Sülüklü Göl'e dönüyoruz ve mangal için hazırlık yapıyoruz. Doğada olmak insanı acıktırıyor. Etrafta bulunan çalı, çırpı, odun yağmurdan ıslandığı için tutuşturmamız bir hayli zor oldu. Üstüne bir daha yağmur yağınca iyice zorlandık. Neyse ki kızartmak için yanımızda sadece sucuk vardı ve kolayca kızartmayı başardık. Yağmur altında da olsa keyifli bir mangal yaptık.


Hava kararmadan dönüş yoluna girdik. Bugün aynı zamanda oğlumun doğum günüydü. Eşim sağ olsun her şeyi hazırlamıştı. Nice yıllara doğum günün kutlu, bahtın geleceğin açık, vatana millete hayırlı evlat olursun inşallah. Ege'm 1 yaşında!


Artık Kuzulukta zamanımız dolmuş annem ve babamı buradan memlekete uğurlarken bizde istemeyerek de olsa İstanbul'un yolu tutmuştuk. Günlerden pazar ve ben Sakarya'daydım. Eve dönüp ne yapacağım yol üzerinde nereye gidebilirim diye kısa bir araştırmanın ardından yıllardır TV programlarından gördüğüm İzmit'te ki Yuvacık Barajını hatırladım! Tv'de gördüğüm ve beğendiğim yerleri yıllar geçse de aklımın bir köşesinde tutar ve günü geldiğinde mutlaka ziyaret ederim. Bu güne kadarda hep düşündüklerimi yapabildim çok şükür! O zaman istikamet Yuvacık'ta ki Karaaslan Kamping. Bu mekanın namını çok duymuştum navigasyonumu kurarak yola koyuldum. 


Yuvacık barajı bize yüzünü gösterince buranın güzel bir yer olduğunu anladım. Yol boyunca döndüğüm her virajda ayrı bir manzara yakaladım. 


Ve karaaslan kampinge ulaştık. Dik bir rampadan aşağı inerek tesise ulaşılıyor. Hemen girişte Zıpline adı verilen 2 yüksek tepe arasına kurulmuş çelik halat ile adrenalinizi zirveye çıkartabilirsiniz! Halatın birinden gidip diğerinden geri geliyorsunuz. (Zıpline gidiş geliş 20 TL)


Aracımı park ettiğim yerin dibinde çocuk parkı olunca kızım Defne koştu tabi. Ege'm ise eliyle "ıhhh ıhhh" diyerek gösterdi isteğini :) Çare yok önce onların isteğini yaptık.


Karaaslan kamping tahminimden daha güzel çıkmıştı. Tesisin içinden gürül gürül akan su etrafına yapılmış çardaklarda akşama kadar vakit geçirebilirsiniz.


Nehrin karşısında bulunan patika yol etrafı daha iyi görmenizi sağlayacak bu yüzden ziyaretiniz sırasında dar ama güzel olan bu yolu kullanmanızı tavsiye ederim.


Tesiste konaklamak için bir otelde mevcut. Kişi başı gecelik konaklama 140 TL'den başlıyor. Farklı bir deneyim yaşamak isteyenler deneyebilir.


Ne yalan söyleyeyim etrafı dolaştıkça kendimi iyice tatil havasına soktum. Girişte mini bir bakkal ve bir kaç hediyelik eşya satan dükkan mevcut.


Hediyelik eşya demek buzdolabı koleksiyonum için mıknatıslı magnet demek ve 41. turistik gezi yerim olan Yuvacık magneti ile koleksiyonumu sürdürüyorum.


Böyle bir yere gelip de bir şeyler yemeden gidilmez elbet. Nehir üzerine kurulmuş terasların birisine yemek için oturmak istiyoruz ama ne mümkün full+full her yer. Çalışanlarında bu sene ilk kez böyle yoğunluk oluyor dediklerini duydum.


Bir süre daha etrafta oyalanıp boş bir masa bulunca oturduk. Bu seferde Ege efendi rahat durmamaya başladı. Yoğunluktan dolayı siparişimiz tam 1 saat sonra geldi. Ben bir mekana not verirken hiç bir zaman sipariş geç geldi masada şu yoktu bu yoktu diye not kırmam. Sonuçta çalışanlarda insan ve hepsi işini yapmaya çalışıyordu. Bu tip yerlerde koştura koştura yemek yemeye gelirseniz sadece para ödersiniz. Tadını çıkartmak için ortamın keyfini çıkartın!


Yemek yerken başka fotoğraf çekmediğimden kızımın hayko cepkin misali pozunu istemeyerekte olsa yayınlıyorum. (Masada gördüğünüz görsel 73 TL tuttu. 1 LT kola 13 TL- Tavuk ızgara 26 TL gibi kazık bir fiyata servis ediliyor). Yemekten sonra akarsuya doğru konumlandırılmış salıncakta kızıma heyecanlı anlar yaşattım. Korku ve mutluluğu aynı anda yaşadı.


Tesiste sadece çocuklar değil büyüklerde düşünülmüş. Büyükler için nehre doğru sallanan bu salıncakta oldukça zevkli anlar geçirmenize yardımcı olacaktır.


Buranın müşterileri çardakların yanındaki mini büfeden dilediği gibi çay ve kahveyi ücretsiz olarak içebiliyor. Biz hakkımızı kahveden yana kullandık.


Güzel bir gün geçirdiğimiz karaaslan kampinge bir gün tekrar gelmek için sabırsızlanıyorum. Buraya en azından çay içmek için bile gelinir. Yaza planlarınız arasına eklemeyi unutmayın. Tesis içinden akan bu akarsu ile bu gezimizi sonlandırıyoruz. Başka bir gezi anısında görüşmek üzere...


Sülüklü Göl (Bolu)- Yuvacık Karaaslan Kamping (İzmit)

0 yorum:

Yorum Gönder