26 Kasım 2018 Pazartesi

ALAÇATI - FOÇA

Bayram tatili turumuz devam ederken tatilin son günlerine doğru geri dönüş yoluna girmeye başladık. Amacımız dönüş yolu üzerindeki daha önce gitmediğimiz farklı bir noktaya seyahat etmek. Bu sırada Marmaris semalarındaki Akyaka'dan çıkarak düştük yollara. Nereye gidelim diye düşünürken eşim birden Alaçatı'ya mı gitsek dedi ve rotamızı İzmir Alaçatı semalarına çevirdik.


Bayram tatili olduğundan şehir merkezlerindeki otellerde yer bulmak neredeyse olanaksızdı. 3-4 saat kadar süren yolculuğumuz sırasında bir yandan da Alaçatı civarındaki otelleri arayarak kalacak yer bulmaya çalıştık. Tahmin edeceğiniz gibi aradığımız bütün oteller doluydu. Merkezin biraz dışındaki otelleri araştırdığımızda Gaziemir'de bulunan Hakcan Otelde kendimize yer bulduk. Eşyalarımızı Otele bırakıp vakit kaybetmeden Alaçatı merkeze doğru yol aldık. Aracımızı uygun bir yere park edip Alaçatı'ya simge olan bu değirmenlerin yanına geldik.


Değirmenlerin hemen aşağısında Kemalpaşa Caddesi bulunuyor. Bu cadde Alaçatı'ya sembol olmuş taşlı dar sokaklardan oluşuyor. Bir nevi Alaçatı'nın kalbi bu cadde ve sokaklarda atıyor. Gittiğim yöreye özgü hediyelik eşya ve magnet almak gibi bir huyum olduğundan cadde üzerindeki bir dükkana girdik.


İçerisi oldukça güzel dizayn edilmiş. Bu dükkanın dışında birbirinden güzel yüzlerce buzdolabı magneti bulunuyor. Seçmem gerçekten zor oldu ve koleksiyonuma bir magnet daha katmanın sevinciyle yolumuza devam ettik.


Az aşağıda buraya tarihi bir doku veren Kemalpaşa Caddesi bulunuyor. Çoğu yerde yan yana yürümek imkansız hale gelebiliyorsa da bir cadde ancak bu kadar güzel dekore edilebilirdi.


Kafanızı çevirdiğiniz her yerde ayrı bir güzellik görmeniz mümkün. Kimi yerde mavi beyaz dükkanları, kimi yerde yeşilçam oyuncularının fotoğraflarını görebiliyorsunuz.


Verdiğim bu örneklerden onlarcasını görmeniz mümkün. Siz hele bir yola düşün gerisi kendiliğinden gelecektir zaten! 


Profosyonel kameram yok ama böyle tarihi sokaklarda telefonumu hiç elimden düşürmüyorum. Mavi ve beyazın ahengine bakar mısınız? Ne kadar da uyumlu değil mi? Bana tatili anımsatan kombin renklerin başında gelir mavi ve beyaz. İnsan kapı ile fotoğraf çekilir mi? Çekiliyor işte :) ...


Yol boyunca sollu sağlı bir çok restoran görebilirsiniz. Aralarında dolaşmak zor olsa da şirin şirin süslenmiş dükkanların önünden geçmek oldukça keyifli.


2 çocukla buralarda dolaşmak gerçekten zor. Hele birde bizim Ege efendi gibi yaramazsa. İlgisini çeken her şeye bakmak isteyip hepsine dokunmak istiyor. Kızım Defne'de yürümekten yorulunca 2'sini birden bebek arabasında sürmek zorunda kaldım.


Saat ilerledikçe karnımız acıktı. Peki İzmir'de iseniz ne yenir? Tabi ki Kumru. Karşılıklı kumru dükkanlarının olduğu bir mekana oturarak kumrularımızı yedik. İçecek+Patates+Kumru 20 TL olarak servis ediliyor... Yakın zamana kadar tipi ve şeklinden tiksindiysemde bir süre sonra sevdiğim Midyeyi yemek için mola verdik. Muhtemelen kendisinin haberi olmayacak ama midyeci Şevket ile anıları taze tutmak için fotoğraf çekilmeyi de ihmal etmedik. Midyeler 75 Krş-1 ve 1.5 TL boyutuna göre fiyatlandırılmış. 


"Alaçatı Hatırası" yazan bu panoyu görünce yanaştık hemen. Peki kızım Defne nerede? O sırada bize kızmış ve fotoğraf çekilmemek için az uzağımızda bizi bekliyordu. Çocukların çıkarttığı bütün zorluklara karşı yinede yeni yerler keşfetmeye devam ediyoruz :)


Gezimiz sırasında yol kenarında gazoz satan birisini görünce yanına gittim hemen. Malum havalar sıcak insanı hararet basıyor. 2 tane gazoz alarak tadına baktık. Tanesi 4 TL (eminim ki 1 TL maliyeti bile yoktur). Marmaris'te ki gazoz kadar güzel olmasa da yinede hoş bir tadı vardı.


Hava yavaş yavaş kararmaya başlamış ve dönüş saatimiz gelmişti. Gaziemir ilçesindeki Hakcan Otele uzaklığımız yaklaşık 1 saat. Aracımızın yanına giderek Alaçatı günümüzü güzel anılar ile sonlandırdık. 


Ertesi gün güzel ve doyurucu bir kahvaltının ardından yine yıllardır ziyaret etmek istediğim Foça ilçesine doğru yola koyulduk. Burası, Eski Foça ve Yeni Foça olmak üzere birbirine yakın 2 farklı lokasyonda yer alıyor. Gaziemir'den başlayan yolculuğumuz sırasında oldukça ıssız yerlerden geçtik.


Aracımızı uygun bir yere park ettikten sonra başladık şehri turlamaya. Foça bir liman ilçesi olduğundan hemen her yerden denize girilebilen yerler gördük. Sahil boyunca uzanan balıkçı restoranları oldukça meşhur.


Oldukça uzun bir yürüyüş alanı olan sahilde bulunan onlarca tekne yan yana dizilmiş güzel fotoğraf kareleri çekmemize olanak tanıyordu.


Sıcağın etkisine daha fazla dayanamayıp ilk gördüğüm plajda denize girmeye karar verdim. Malum burası Ege bölgesi denizi oldukça tuzlu oluyor. Gözlerimi ne kadar sıksam da denizden çıktığında yanmasına engel olamıyordum.


Hemen her şehirde yazan büyük yazılı ilçe yazısı Foça'da da var elbet. Birisine rica ederek fotoğraf çektirdik.


Eski Foça'nın eski dükkanlarından biri olan Gramofon Cafe sıradışı dizaynı ile oldukça ilgi çekiciydi. Karnımız henüz acıkmadığından bu hoş mekanı es geçtik.


Ne yalan söyleyeyim böyle süslenmiş dekorlu yerler çok hoşuma gidiyor. Duvarlardaki dekorları fotoğraflayıp dönüş yoluna girmek için aracımızın yanına doğru gitmeye başladık.


Alaçatı'dan buzdolabımız için magnet almıştık. Foça'dan da güzel bir magnet ve aromalı sabunlar alıp Foça anılarımızı da güzel bir şekilde sonlandırdık. Başka bir tatil anısında görüşmek üzere.


ALAÇATI - FOÇA